“Günümüzde Avrupa’ya göre bin kişiye düşen hemşire ebe oranımız 3 kat daha az. Yani Avrupa’daki bir hemşire 1 hasta bakarken ülkemizde bir hemşire üç hasta bakmak zorundadır. Nöbet usülü çalışmanın getirmiş olduğu yük ve biyolojik dengeye zararları bilimsel olarak kanıtlamaya devam ederken, çıkarılan yıpranma payı geri dönük olarak çıkmamış ve sadece yıl başına iki ay olarak belirlenmiştir. Ritim bozukları, pineal beyin tümörleri, biyolojik ritmin bozulması, Göğüs kanseri olma ihtimalinin yükselmesi gibi bir dizi probleme neden olan nöbetli çalışma yaşamı sağlık meslek çalışanlarının öz sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Sosyal yaşamdan izole olan, Tükenmişlik yaşayan sağlık emekçileri ağır koşullarda görevlerini yürütmeye çalışmaktadır. İşçiler için haftalık çalışma süresinin 45 saatten 40 saate indirilmesi konusu tartışılırken, asıl odaklanılması gereken sektör sağlıktır.
Emsallerinin en az üç katı hasta yükü ile uğraşan sağlık emekçilerinin tıpkı Avrupada uygulamaya başlanan Verimlilik ve kaliteyi arttırması beklenen haftalık 4 gün çalışma şekline geçmesi gerekmektedir.
Şuanda 40 saatlik çalışma zorunlu tutuluyor ancak bir çok ilde sağlık meslek çalışanları bu saatlerin daha fazlasını çalışmak zorunda bırakılıyor. Yetersiz istihdam ve hasta yükü günümüzde henüz çözülmemiş en büyük problemlerdendir. Bu sebeple sahader olarak sağlık meslek çalışanlarının haftalık 32 saat çalışması gerektiğini, iş yükünün azaltılması gerektiğini ifade ediyoruz.
Çalışma süreleri kısalırsa Verimlilik ve kalitenin arttıralacağı, yeni istihdam olanakları yaratılacağı beklenmektedir.”
