Sağlık Personellerine Özel 3. Sayfa İçerikleri

Yenidoğan Çetesi Davası: İkinci Duruşma Başlıyor

yenidoğan çetesi olayı!

Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen ve bebek acil hastalarının ölümlerine yol açtığı iddia edilen 47 sanığın davasında ikinci duruşma, 13 Ocak 2025 tarihinde Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilecek. Duruşmada sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmesi bekleniyor.

İçerik Başlıklarımız

Davanın Detayları ve Suçlamalar

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın suç örgütünün lideri olduğu belirtiliyor. Diğer sanıklar arasında doktor İlker Gönen ve ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in de yer aldığı ifade ediliyor. İddianamede, suç örgütünün amacı olarak yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranını artırmak ve Sağlık Güvencesi Kurumu’ndan (SGK) maksimum ödeme almak gösteriliyor. Ayrıca, hasta bebeklerin sağlık durumlarının olduğundan daha ağır gösterilmesi gibi iddialar da yer alıyor.

Sanıklara, 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Hastanelerin Durumu ve Geçirilen İşlemler

Soruşturma süresince İstanbul ve Tekirdağ Çorlu’daki bazı hastanelerin ruhsatları iptal edildi ve burada tedavi gören bebekler kamu hastanelerine sevk edildi. Ayrıca, 13 hastane ve 3 şirkete kayyum atandı. Bu süreçte, 11 şüpheli tutuklandı, bazıları hakkında adli kontrol uygulandı ve bir kişi serbest bırakıldı.

Sanıkların Yargılanma Süreci

Davanın ilk duruşmasında tutuksuz yargılanan bazı sanıklar tutuklandı. Yeni hazırlanan fezlekede ise çeşitli suçlardan farklı oranlarda hapis cezası talep ediliyor. Mahkeme heyeti, duruşma sırasında müdahillik taleplerini de reddetti. Ayrıca, soruşturmayı yürüten savcıya yönelik ölümle tehdit eden kişiler tutuklandı ve haklarında soruşturma devam ediyor.

Sağlık Sektöründe Yeni Bir Skandal: Doktoru Estetik Mağduru Ettiler

Sağlık Sektöründe Yeni Bir Skandal: Doktoru Estetik Mağduru Ettiler
Sağlık Sektöründe Yeni Bir Skandal: Doktoru Estetik Mağduru Ettiler

Son dönemde sağlık sektöründe yaşanan skandallara bir yenisi daha eklendi. “Yenidoğan Çetesi” ile bağlantılı hastaneler arasında yer alan Şafak Sağlık Grubu‘na bağlı Şafak Hastanesi, sahte doktorların muayene yaptığı iddialarıyla gündeme geldi.

İddiaların Detayları

İddialara göre, sağlık teknisyeni Murat Kaynak, estetik cerrahi müdahale talep eden hastaları işbirliği yaptığı kliniklere veya hastanelere yönlendirdi. Bu süreçte, bir doktorun da mağdur olduğu belirtildi. Doktor Sema Yılmaz, sosyal medya aracılığıyla bir estetik merkeziyle iletişime geçerek liposuction ve kalça büyütme operasyonu için randevu aldı. Ancak, burada kendisini uzman hekim olarak tanıtan Kaynak tarafından muayene edildi ve ameliyat için ikna edildi. Ameliyat sonrası Yılmaz, kangren tehlikesi atlatarak iki kez daha operasyon geçirmek zorunda kaldı ve vücudunda kalıcı izler oluştu. Bu olayın ardından Yılmaz, hem merkez hem de sahte doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

Soruşturma Süreci

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu usulsüzlük ve sahte doktor iddialarıyla ilgili soruşturma izni almak için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu. Ancak, 7 Kasım 2023 tarihinde gönderilen yazıya, 14 ay sonra cevap verildi. Bu süre zarfında Şafak Hastanesi’nin ruhsatı, “Yenidoğan Çetesi” skandalına karıştığı için iptal edilmişti. Doktor Yılmaz, soruşturmanın yavaş ilerlediğini belirterek, “Fiziksel ve ruh sağlığım bozuldu. Soruşturma yavaş ilerlediği için klinik ameliyatlara, sahte doktor da muayenelere devam ederek başkalarını mağdur etmeyi sürdürüyor” diyerek isyanını dile getirdi.

Sağlık Sektöründeki Genel Sorunlar

Türkiye’de sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunlar her geçen gün artıyor. Kamu hastanelerinde randevu krizi büyürken, hekimler ve sağlık çalışanları özlük haklarına kavuşamıyor. Ayrıca hastanelerde cihaz ve doktor eksiklikleri dikkat çekiyor. Şafak Hastanesi’nin geçmişteki usulsüzlükleri de göz önüne alındığında, bu durum sağlık sektöründeki güvenilirliği ciddi şekilde sarsıyor.

Bu olaylar, Türkiye’de sağlık sisteminin ne denli kırılgan olduğunu ve denetim mekanizmalarının ne kadar zayıf kaldığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Yenidoğan Çetesi Davasında Doktor İlker Gönen’in Savunması

"Yenidoğan Çetesi" Yarın Hakim Karşısında! Bakın Ne Cazalar İsteniyor
“Yenidoğan Çetesi” Yarın Hakim Karşısında! Bakın Ne Cazalar İsteniyor

Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “Yenidoğan çetesi” davasında, sanık doktor İlker Gönen savunmasını yaptı.

Duruşmanın Arka Planı

Duruşma, salon kapasitesinin yetersizliği nedeniyle konferans salonunda gerçekleştiriliyor. Duruşmaya, 22 tutuklu sanık, 14 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.

İlker Gönen’in İddiaları

Doktor Gönen, duruşmada yaptığı açıklamalarda, kendisine yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu savundu. “Bir kere yaftayı yedik, bir kere alnımıza bebek katili yazısı yedik,” diyen Gönen, suçlandığı bebekler hakkında konuşmak istediğini ifade etti.

Doğumhane Sorunları

Gönen, 2017 yılında Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışırken yaşanan doğumhane doluluğu sorununu dile getirdi. “Doğumhane dolu, sevk bekleyen bir sürü bebek var,” diyen Gönen, hasta sevklerinin zorluğuna dikkat çekti. Ayrıca, kamu hastanelerinde yer bulunmaması durumunda özel hastanelerde yer arandığını belirtti.

Suçlamaların Temelsiz Olduğu İddiası

  1. Tıbbi Hatalar ve Suçlamalar: Gönen, iddianamenin belge veya bilgiye dayanmadığını, duyumlara dayandığını savundu. “İstanbul Avrupa yakasında 26 tane doğum yapılan kamu hastanesi var,” diyerek, bebeklerin sağlık durumlarının takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
  2. Bebeklerin Ölümü Üzerine Açıklamalar: Savunmasında, suçlandığı bebeklerin durumlarını detaylandıran Gönen, “Bebek Karakoç’un ölümünde vitamin verilmemesiyle suçlandım,” dedi. Ayrıca, sevk bekleyen bebeklerin uzun süre hastanede bekletildiğini ve bu süreçte yaşanan sorunların kendisiyle ilgisi olmadığını öne sürdü.

Ötenazi Suçlaması

Gönen, “Mehmet Muhammet bebek” konusunda kalp masajı yaptırmamakla suçlandığını belirterek, “Oksijensiz doğdu ve iki saat uğraşıldıktan sonra bırakıldığını söylediler,” dedi. Bu durumun kendisini ötenazi yapmakla suçladığını ifade eden Gönen, olayın tıbbi bir hata olmadığını savundu.

Medya ve Kamuoyunun Etkisi

Doktor İlker Gönen, medyanın olaya yaklaşımını eleştirerek, “Alnımıza bebek katili yazdılar,” dedi. Bu tür etiketlemelerin kendisi ve diğer sanıklar üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu vurguladı.

Savunma Stratejisi

Gönen’in avukatı da müvekkilinin masumiyetini savunarak, “Hekimlerimiz hiçbir tıbbi belge olmadan linç ediliyor,” dedi. Duruşmanın basın tarafından nasıl şekillendirildiğine dikkat çekerek, adaletin sağlanması gerektiğini ifade etti.

Yenidoğan çetesi davası devam ederken

Doktor İlker Gönen’in savunması ve iddiaları kamuoyunda geniş yankı buldu. Duruşmanın ilerleyen günlerinde diğer sanıkların da savunmalarının alınması bekleniyor. Bu dava süreci, sağlık sistemindeki sorunları ve tıbbi etik konularını yeniden gündeme getiriyor.

Yenidoğan Çetesi Davasında Üçüncü Gün: Çarpıcı İtiraflar ve Savunmalar

Türkiye’nin gündemini sarsan Yenidoğan Çetesi davası, hasta bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan sanıkların yargılandığı bir dava olarak dikkat çekiyor.

Davanın Arka Planı

Bugün, duruşmanın üçüncü gününde, sanık hemşireler ve ambulans şoförleri arasında geçen diyaloglar ve itiraflar mahkeme salonunda yankı buldu.

Hemşirelerin İfadeleri

Duruşmada, sanık hemşire Çağla Durmuş ve Damla Atak önemli açıklamalarda bulundu. Durmuş, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Demir’in hasta transferi yaptığını ve örgüt lideri Fırat Sarı’nın hastaları entübe edilmiş şekilde gösterdiğini belirtti. Bu durumun, daha fazla kazanç sağlamak amacıyla gerçekleştirildiğini vurguladı. Hemşire Atak ise, Demir’in samimi olduğu doktorların hastalarına yer bulamadığında onlara yardımcı olduğunu ifade etti.

Atak’a yöneltilen sorular arasında, Kaya bebeğin ölüm süreci de yer aldı. Atak, 500 gram ağırlığında bir bebeğin müdahale edilmesi gerektiğini ve başhekim Ali Dirik’e mesaj attığını söyledi. Ancak, yoğun bakım uzmanının bulunmadığını belirterek, bu durumun ciddi bir sorun yarattığını ifade etti.

Fırat Sarı’nın Rolü

Sanık hemşireler, Fırat Sarı’nın kendilerine “Hastayı entübe göster” dediğini aktararak, bunun daha fazla kazanç elde etmek için yapıldığını belirttiler. Durmuş, hekimlerin söylediklerini uygulamak zorunda olduklarını ifade ederken, Atak ise Sarı’yı yalnızca birkaç kez gördüğünü söyledi.

Mahkeme Süreci ve Güvenlik Önlemleri

Duruşma Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken, salonda yoğun güvenlik önlemleri alındığı gözlemlendi. Duruşmayı çok sayıda avukat ve basın mensubu takip etti. İddianamede yer alan suçlamalar arasında kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik gibi ağır suçlar bulunuyor.

Yenidoğan Çetesi Davası: Hemşire Hasan Basri Gök’ün Şok İtirafları (Davada 2.Gün)

Yenidoğan çetesi davası, Türkiye’de sağlık sistemine yönelik büyük bir skandalın ortaya çıkmasına neden oldu. Duruşmada ifade veren hemşire Hasan Basri Gök, olayla ilgili çarpıcı detaylar paylaştı. Gök, 112 acil servisi devreye sokmadan bebeklerin hastaneye sevk edildiğini ve bu süreçte haksız kazanç elde edildiğini belirtti.

Olayın Arka Planı

Hasan Basri Gök, mahkemede yaptığı savunmada, Fırat Sarı isimli sanığın liderliğindeki suç örgütünün, yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) haksız kazanç sağladığını ifade etti. Gök, “112 devreye girmeden Fırat Sarı bebekleri alıyordu. Bunu para kazanmak için yapıyordu. Bebek başına 5 bin lira kazanılıyordu,” dedi.

Şüpheli Sevkler ve Para Kazanma Yöntemleri

Gök, sevklerin 112 bilgilendirmesi olmadan gerçekleştirildiğini ve bunun doktorlar üzerinden yapıldığını belirtti. Ayrıca, “Serdar il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu,” diyerek bu durumun nasıl bir kazanç kapısı haline geldiğini açıkladı.

Mehtap Bebeği ile İlgili İtiraflar

Mahkeme başkanının “Mehtap’a, ‘Bebeği öldür’ demişsin, buna ne diyorsun?” sorusuna Gök, “Bebeği görmediğim için bir şey söyleyemem,” yanıtını verdi. Bu durum, hemşirenin olayın ciddiyetini anladığını ancak yaşananların sorumluluğunu üstlenmekten kaçındığını gösteriyor.

Diğer Sanıkların Savunmaları

Duruşmada diğer sanıklar da ifadelerini verdi. Sanık Deniz Korkmaz, “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir” ifadesinin bir dizi repliği olduğunu savundu. Korkmaz, hastanelerin hasta sayısını artırmak için baskı yaptığını ve bu durumun etik dışı olduğunu vurguladı.

Sağlık Bakanlığı’nın Tepkisi

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, olayla ilgili yaptığı açıklamada, sağlık çalışanları arasında etik değerlerden yoksun bireylerin bulunduğunu kabul etti ve bu tür durumlarla mücadele edeceklerini belirtti. Memişoğlu, “Buna ‘çürük elma operasyonları’ diyoruz,” diyerek sağlık sisteminin temizlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Yenidoğan Çetesi” Ne Cezalar İsteniyor (Davada 1.Gün)

İstanbul’da “Yenidoğan Çetesi” olarak adlandırılan suç örgütüne yönelik hazırlanan iddianamede, 47 sanık hakkında ağır ceza talepleri yer alıyor. İddianame, 1399 sayfa ve 197 suç eylemi içermekte olup, mahkeme tarafından kabul edildi.

Ceza Talepleri

İddianamede, çete lideri Fırat Sarı ve doktor İlker Gönen’in 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Gıyasettin Mert Özdemir İçin İstenen Cezalar

Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Diğer Şüpheliler

Diğer şüpheliler için de benzer suçlardan hapis cezası öngörülüyor. İddianamede ayrıca, dolandırıcılık suçu işleyerek maddi menfaat temin eden hastaneler ve sağlık şirketleri için tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bu kurumların kapatılması ve mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

Duruşma Süreci

Davanın ilk duruşması 18 Kasım 2024 tarihinde yapılacak. Sanıklar arasında yer alan 22 kişi tutuklu bulunuyor. Olayın detayları ve sanıkların eylemleri, sağlık sektöründeki denetim eksikliklerini de gündeme getirdi.Bu davanın sonuçları, Türkiye’deki sağlık sisteminin güvenliği ve etik standartları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Yenidoğan çetesinin faaliyetleri, hem bebeklerin yaşamlarını tehdit etmiş hem de sağlık kurumlarının itibarını zedelemiştir.

Yenidoğan Çetesi Savcısının Görevden Alındığı İddiası Yalanlandı

Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin
Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yenidoğan çetesi” soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığına dair iddiaları yalanladı. Bakan Tunç, bu haberlerin gerçek dışı olduğunu belirterek, savcının Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki görevine devam ettiğini açıkladı.

Soruşturma Kapsamında Gözaltılar Gerçekleşti

Söz konusu iddiaların ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Halktv.com.tr Haber Müdürü Dinçer Gökçe’nin de aralarında bulunduğu birçok kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “yargı organlarında görev yapan kamu görevlilerine karşı hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla karşı karşıya olduğu bildirildi.

Toplumda Adalet Duygusunu Zedeleme Suçlaması

Bazı internet haber siteleri ve sosyal medyada yer alan “Yenidoğan çetesini çökerten kahraman savcıya dosyadan el çektirildi” şeklindeki paylaşımlar, toplumda adalet duygusunu zedelemeyi amaçladığı gerekçesiyle eleştirildi. Bu tür haberlerin yargı ve devlet kurumlarını aşağılamaya yönelik olduğu vurgulandı.

Bakan Tunç’tan Açıklama

Bakan Tunç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak bilinen soruşturma dosyasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in görevden alındığına yönelik yapılan haberler gerçek dışıdır” ifadelerini kullandı. Ayrıca, soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü ve savcının tehdit edilmesiyle ilgili konuların da araştırıldığını belirtti.

Yenidoğan Çetesi Soruşturması Hakkında

Yenidoğan çetesi olarak bilinen suç örgütü hakkında yürütülen soruşturma, CİMER’e yapılan bir ihbarla başlamıştı. Soruşturma kapsamında 47 şüpheliden 22’sinin tutuklandığı belirtiliyor. Çetenin, bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’dan haksız kazanç sağladığı iddia ediliyor.Bu gelişmeler, Türkiye’de sağlık sisteminin güvenliği ve adaletin sağlanması açısından önemli bir gündem maddesi haline geldi. Yenidoğan çetesi soruşturması, hem sağlık alanındaki usulsüzlükleri ortaya çıkarmak hem de yargının bağımsızlığını korumak adına kritik bir süreç olarak değerlendiriliyor.

Neler Olmuştu?

Yenidoğan Çetesi Hakkında Son Gelişmeler; Meslektaşına da Acımamışlar

Hemşire Arzu Başaran Başkıran
Hemşire Arzu Başaran Başkıran

İstanbul‘da, 112 acil çağrı merkezinde bazı doktorlar ve hemşirelerin iş birliğiyle oluşturulan “yenidoğan çetesi”, bebekleri haksız kazanç sağlamak amacıyla yoğun bakımda beklettiği ortaya çıktı. Bu durum, sağlık sistemindeki yolsuzlukları ve insan hayatını tehlikeye atan uygulamaları gözler önüne serdi.

Yenidoğan Çetesi Skandalı: Sağlıklı Bebekler Ölümle Yüzleşiyor

Türkiye, yenidoğan bebeklerin hayatını kaybetmesine neden olan bir çetenin skandalıyla sarsıldı. Arzu Başaran Başkıran, 2016 yılında sağlıklı bir bebek doğurduktan sonra yaşadığı dehşet verici süreci anlattı. Başkıran, İstanbul Esenler’deki Özel Esencan Hastanesi’nde doğum yaptı ve bebeğinin bu çetenin kurbanı olduğunu iddia etti.

Yenidoğan Çetesi Hakkında Son Dikkat Çeken Gelişmeler
Yenidoğan Çetesi Hakkında Son Dikkat Çeken Gelişmeler

Sağlıklı Bebek Nasıl Ölümle Yüzleşti?

Başkıran, doğumdan birkaç saat sonra yoğun bakım servisine gittiğinde bebeğinin durumunun kritik olduğunu gördü. Sağlıklı doğan çocuğu, doğumdan 6 saat sonra entübe edildi ve bu gecikmenin sonucunda bebeği çoklu organ yetmezliği yaşadı. Başkıran, “Bebeğim yaşam destek ünitesinden çıkarıldıktan sonra kanamalar başladı ve hastane enfeksiyonu kaptı” diyerek yaşadığı travmayı dile getirdi.

Yanlış Tedavi ve Sahte Raporlar

Bebeğinin başka bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğinde, Esencan Hastanesi’nden alınan epikriz raporunun gerçeği yansıtmadığını belirten Başkıran, “Bebeğim aç bırakıldı” dedi. Yeni gittiği hastanedeki doktorlar ise bebeğinin durumunu görünce şok oldular. Başkıran, 21 gün süren mücadele sonrası bebeğini kaybetti.

Hukuk Mücadelesi ve Engeller

Bebeğini kaybettikten sonra hukuki süreç başlatan Başkıran, 112 Acil Servis telefon kayıtlarının silindiği bilgisini aldı. İlk otopsi raporunda çocuğunun travmatik öldüğü belirtilmedi ancak itirazları sonucu ikinci bir otopsi yapıldı ve beyin kanaması tespit edildi. Tüm delillere rağmen beraat kararı verildi.

Çetenin Faaliyetleri ve Diğer Mağdurlar

Yenidoğan Çetesi’nin faaliyetleri sadece İstanbul ile sınırlı kalmadı; Niğde, Sakarya, Kocaeli ve Antalya’daki özel hastanelerde de benzer olayların yaşandığı ortaya çıktı. Birçok aile, bebeklerini kaybettikten sonra şikayetlerine yanıt alamadıklarını belirtti.

Soruşturma Genişletilecek mi?

Başkıran gibi mağdur ailelerin sayısının artması ve çetenin faaliyetlerinin uzun yıllara dayandığına dair kanıtlar, soruşturmanın genişletilip genişletilmeyeceği sorusunu gündeme taşıdı. Şimdi herkes, bu skandalın daha derinlemesine araştırılıp araştırılmayacağını merak ediyor.

Sağlıkçıların Yüz Karaları! Mehtap Çocuğu Öldür Eli Satrasyonlu olur..
Sağlıkçıların Yüz Karaları! Mehtap Çocuğu Öldür Eli Satrasyonlu olur..

Yenidoğan Çetesi Soruşturması ve Meclis Araştırma Komisyonu

Türkiye’de özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümleri üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, siyasi parti gruplarının ortak önerisiyle hayata geçirildi. Bu komisyon, bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması amacıyla oluşturuldu ve konunun ciddiyeti, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan günlük 8 bin lira almak için yenidoğan bebekleri yoğun bakımda tutan bir çetenin varlığına dair iddialarla daha da arttı. Bu durum, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü ve soruşturma süreci hız kazandı.

Soruşturmanın Gelişimi

Soruşturma kapsamında, 41 kişinin suç içerikli konuşmalarının yer aldığı HTS kayıtları ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan denetimler sonucunda tespit edildi. Çetenin lideri Dr. Fırat Sarı’nın, çeşitli özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini işletmek amacıyla sağlık çalışanlarını bu hastanelere yerleştirdiği belirtiliyor.

İlgili Hastaneler

Soruşturma kapsamında adı geçen bazı hastaneler ve çalışanları şunlardır:

  • Bağcılar Medilife Hastanesi
  • Beylikdüzü Medilife Hastanesi
  • TRG Hospitalist
  • Reyap Hastanesi
  • Esenler Güney Hastanesi

Bu hastanelerin ruhsatları iptal edildi.

Sağlık Bakanlığı’nın Rolü

CNN Türk: Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun Yenidoğan Çetesi Açıklamaları
CNN Türk: Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun Yenidoğan Çetesi Açıklamaları

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, soruşturmanın nasıl yürütüldüğünü ve bebek ölümlerinin önlenmesi için alınan önlemleri açıkladı. Bakanlık, gizli kararlarla yürütülen soruşturmanın ardından 26 Nisan 2024’te yapılan operasyonla çetenin çökertildiğini duyurdu. Ayrıca, soruşturmanın titizlikle devam ettiğini belirtti

Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’i Şikayet Eden Hemşire Konuştu!

Son günlerde Türkiye’de büyük yankı uyandıran “Yenidoğan Çetesi” davasında, bebek acil hastalarını özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine neden oldukları iddia edilen bir çetenin liderliğini doktor Fırat Sarı’nın yaptığı öne sürüldü. İddianamede, çetenin sevk ve idaresinin doktor İlker Gönen ile ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.

Şikayetler ve İfadelere Göre Durum

Hemşire Hakan Doğukan Taşçı, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’i CİMER’e şikayet ettiğini ifade ederek, “Şikayet etme sebebim bebek tüccarlığı yapmasından dolayı” dedi. Taşçı, Fırat Sarı’nın hastanede doktor bulundurması gerekirken kendisini bırakıp usulsüz işlerin içine soktuğunu belirtti.

İddianamede Yer Alan Suçlamalar

İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis talep ediliyor.

“Yenidoğan Çetesi” Operasyonu ve Sonuçları

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, çetenin faaliyetlerini tespit ettikten sonra durumu İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bildirdi. 

Mayıs 2023’te İstanbul’da ortaya çıkan “yenidoğan çetesi”, bebek acil hastalarını özel hastanelere sevk ederek en az 10 bebeğin ölümüne neden olan bir suç örgütü olarak tespit edildi. Bu çetenin faaliyetleri, sağlık sistemindeki ciddi boşlukları ve yolsuzlukları gözler önüne serdi.

Operasyonun Detayları

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen operasyonda, çetenin bebekleri anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendirdiği belirlendi. Bu süreçte, hastaların sağlık durumlarının kötü gösterilmesi ve gereksiz yere yoğun bakımda tutulması gibi usulsüzlükler yapıldığı iddia edildi.Adalet Bakanı Tunç’un açıklamalarına göre, soruşturma kapsamında toplamda 47 kişi şüpheli olarak tespit edildi ve bunlardan 22’si tutuklandı. İddianamede, çetenin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) haksız kazanç sağlamak amacıyla bebeklerin yatış sürelerini uzattığı belirtiliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın Tepkisi

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, olayın ardından kapsamlı bir inceleme başlattıklarını ve hukuki yaptırımların devreye alındığını açıkladı. Bakanlık, sağlık çalışanlarının özveriyle görevlerini yerine getirdiğini vurgulayarak, insanlık dışı davranışlarda bulunan kişilerin sağlık camiasını lekelemesine izin vermeyeceklerini belirtti.

Siyasi Tepkiler

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, bu durumu sert bir dille eleştirerek, “Bir yenidoğan bebek bütün dünyaya umuttur” diyerek sağlık sisteminin içindeki çürümeye dikkat çekti. Özel, devletin tüm bağlantılarına bakılması gerektiğini ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz da benzer şekilde Sağlık Bakanı’nın istifasını talep etti ve olayın Türkiye’nin sağlık sistemindeki yozlaşmanın bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Dr. Fırat Sarı ve Sağlık Çetesi: Skandalın Derinlikleri

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, sağlık çetesi olarak bilinen yapının liderliğini üstlenen özel hastane sahibi Dr. Fırat Sarı hakkında önemli bir gelişme yaşadı. Soruşturmaya dair hazırlanan 1,400 sayfalık fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi. Bu fezlekede, Dr. Sarı’nın yanı sıra çetenin yöneticiliğini üstlenen doktor İlker Gönen’in de ismi geçiyor.

Çetenin Faaliyet Yapısı

cetenin-faaliyet-yapisi
cetenin-faaliyet-yapisi

Bebek Ölümleri ve Haksız Kazanç İddiaları

Fezlekede, sağlık çetesinin yeni doğan bebekleri özel hastanelere yönlendirerek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan haksız kazanç sağlamaya çalıştığı belirtiliyor. Bu süreçte, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan bazı kişilerin de çeteye yardımcı olduğu kaydedildi. Sağlık çetesinin, 10 bebeğin ölümüne neden olduğu iddiaları kamuoyunu derinden sarstı.

Özel Hastaneler ve Suçlamalar

Dava açılması talep edilen 47 kişi arasında çok sayıda doktor ve hemşirenin ismi yer alıyor. Ayrıca, mali sorumluluk taşıyan 10’dan fazla özel hastanenin de bulunduğu bildirildi. Bu hastaneler arasında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun kurucusu olduğu hastane de yer alıyor.

İlaç Dolandırıcılığı ve Dinleme Detayları

Çetenin, ‘Curosurf’ adlı solunum tedavisinde kullanılan pahalı ilacı el altından satarak hasta yakınlarından yüksek fiyatlar talep ettiği belirlendi. Dinleme kararları sayesinde, çete üyeleri arasındaki iletişimlerin bebek ölümlerine dair korkunç detayları ortaya koyduğu ifade ediliyor. Hemşire Mehtap Sayar ile Dr. Fırat Sarı’nın asistanı Hasan Basri Gök arasındaki görüşmelerde, “Mehtap çocuğu öldür. Elli satürasyonlu çocuk mu olur?” sözleri olayın ciddiyetini gözler önüne serdi.

Türkiye Sağlık Sistemine Yönelik Tehdit

Fezlekede sağlık çetesiyle ilişkilendirilen hastane sahipleri ve doktorların isimlerinin geçmesi, Türkiye sağlık sisteminin ciddi bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. 47 kişinin yargılanması talep edilen dosya, bu skandalın adalet önünde hesap vermesi için önemli bir adım oluşturuyor. Bu durum, sağlık alanında güvenin sarsılmasına yol açarken, kamuoyunun dikkatini çekmeye devam ediyor.

İstanbul’da Yenidoğan Çetesi Soruşturmasında Şok Edici Telefon Görüşmeleri

İstanbul’da yürütülen yenidoğan çetesi soruşturmasında, çete üyeleri arasında yapılan telefon görüşmeleri, bebeklerin hayatına son verme tehditleri ve korkunç ifadelerle dolu kayıtlar ortaya çıkardı. Bu görüşmeler, çetenin bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladığını ve ihmali davranışlarla bebeklerin ölümüne neden olduğunu gösteriyor.

Skandal İfadeler ve Tehditler

Soruşturma kapsamında elde edilen telefon kayıtlarında, hemşire Mehtap S. ile örgüt üyesi Hasan Basri G. arasında geçen diyaloglarda “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” ve “ölüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun” gibi skandal ifadeler yer alıyor. Bu durum, çetenin ne denli acımasız olduğunu gözler önüne seriyor.

Denetim Korkusu ve Kaçış Planları

Çete lideri doktor Fırat S. ile Ceren Hatice K. arasında yapılan bir başka görüşmede, İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden denetime gelindiği gün, hastaların taburcu edilmesi gerektiği konuşuluyor. Ceren Hatice K.’nın “Bakanlıktan denetime geldiler” demesi üzerine Fırat S.’nin “Taburcuların var zaten, bugün taburcu edeceğin 3 hastan yok mu?” şeklindeki yanıtı, denetim sırasında nasıl bir hazırlık yapıldığını gösteriyor.

Hastanelerdeki Usulsüzlükler

Fezlekede yer alan diğer telefon görüşmelerinde ise, hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan konuşmalarda, hastanelerdeki usulsüzlükler ve hasta dosyalarının incelenmesi konuları ele alınıyor. Hakan Doğukan T.’nin “Hasan tamam s et ver öyle gitsin acil isteyip duruyorlar ya” demesi üzerine Hasan Basri G.’nin “Doğukan bu böyle giderse bizi öldürürler” şeklindeki kaydı, durumun ciddiyetini vurguluyor.

Bebek Ölümleri ve İhmaller

Soruşturma kapsamında, bebeklerin hastanede uzun süre kalmasını sağlamak amacıyla uygun tedavi yöntemlerinin uygulanmadığı ve bu nedenle bebeklerin ölümlerine neden olunduğu belirtiliyor. Hemşire Hakan Doğukan T. ile Hüseyin G. arasındaki bir görüşmede ise “Bize ne bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edelim” ifadesi dikkat çekiyor.

Hapis Cezası Talebi ve Fezleke Süreci

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, örgüt lideri Fırat S. ve İ.G hakkında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kamu kurumlarına zarar verme dolandırıcılığı ve resmi belgede sahtecilik suçlamalarıyla toplamda 180 yıldan 273 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Diğer şüpheliler için de değişen oranlarda hapis cezası isteniyor.

0 0 oylar
İçeriği Puanla
Abone Ol Bildirim Al
Bildir
guest

0 Yorumlar
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşünceleriniz Bizim İçin Önemli, lütfen yorum yazın..x

Reklam Engelleyici Algılandı!!!

Reklam engelleyici kullanıyorsanız kapatmalısınız..